Hermann Hesse Kimdir?
29 Haziran 2019 - 23:32
Hıristiyan bir misyoner aileden gelmekle beraber tutucu ve entelektüel
bir aile ortamı içinde büyümüştür. Annesi ve babası annesi Maria
Gundertin (18421902) doğduğu Hindistandaki Basel Misyonunda
görevliydi. Bir Baltık doktorun oğlu olan babası Johannes Hesse
(1840 1916) Estonyadaki Weißenstein şehrinden gelmiştir.
Babası Rus İmparatorluğunun bir Baltık Alman
vatandaşı olduğu için (Estonya o zamanlar Rusyaya
bağlıydı.) Hermann Hesse de köken olarak Rus uyrukludur.
Johannes Hesse, 1873den beri Calw şehrindeki "Calw
Yayınevi" cemiyetinin bir üyesiydi. Yayınevinin
başkanı Hessenin kayınpederi Hermann Gundertten (18141892)
sonra Hesse 1893 yılından 1905 yılına kadar yayınevi
başkanlığı ve müdürlüğü yapmıştır.
Hessenin beş kardeşinden ikisi çok erken yaşta ölmüştür.
Hesse, çok yaratıcı bir çocuk olduğu gibi güçlü bir ifade
mizacına da sahipti. Yeteneği daha erken yaşlarda fark
edilmiştir. Şiire ilişkin herhangi bir fikir eksikliği olmayıp
harika resimler yapardı. Annesini ve babasını yetersiz görüp
annesine 2 Ağustos 1881de, babası Johannes Hesseye bir mektup
yazmıştır.
Hermann Hessenin yaşamının ilk yıllarını
sürdürdüğü dünyasında, bir taraftan Suabiyadaki (Suabiya
Almanyanın güneydoğusunda bulunur, dili Suabiya dilidir.)
aşırı dindarlık ruhundan etkilenmiştir. Diğer bir
yandan da, çocukluğu ve gençliği babasının Baltık
kültürünün etkisiyle geliştirilmiş, Hermann Hessenin "önemli ve
etkili bir gerçektir" diye nitelendirdiği gibi. Böylelikle
babası Swabia ya da İsviçredeki gibi, "her zaman çok kibar,
garip ve yalnız, az konuksever olarak
anlaşıldığı", aslına ve toplum
kurallarına uymayan bir yabancıydı. Bunun yanı sıra,
annesinin ailesi de misyonerlerin büyük ölçüde uluslararası topluma ait
olduğu gibi ve büyükannesi Julie Gundertin de bu asil kökene
dayandığı gerçeğiydi. Dubois (1809 1885) yaşamı
boyunca Fransızca-İsveççe konuşan Svabyalı orta
sınıf tabakasında bir yabancı olarak
kalmıştır.
Çocukluk dönemindeki deneyimleri ve olayları ve Calwdeki gençliği,
nehirde geçen maceraları, köprü, küçük kilise, birbirine yakın olan
evler, ayrıca takdire değer insanları ve köşeleri
gizliyordu, ancak Hesse önceki Gerbersau hikâyesinde farklılıkları
ve özellikleri de tasvir etti ve hayata uyarladı. Hesse gençlik
zamanında, eski dönemdeki Gerberin locasından oldukça
etkilenmiştir. Hessenin Calw şehrinde en sevdiği yer Nikolaus
köprüsüydü ve sık sık oraya gider ve orda otururdu.
Hermann Hessenin birçok dile hâkim olan büyükbabası Hermann Gundertin
mükemmel ve dünya edebiyatını barındıran kütüphanesi onun
hizmetindeydi. "Benim hayatımda koruma ve Nasyonalizme
karşı bir tutumu oluşturan nedenler bu dünya
vatandaşlığının birimleridir."
Okul hayatı (1885 1894)
1881de aile beş yıllığına Basele
taşınmıştır. Burada Hessenin okuduğu
keşiş okulu vardı. Baba Johannes, 1882de vatandaşlık
hakkını elde etmesiyle bütün aile İsviçre vatandaşlığına
geçebilmiştir. Aile Temmuz 1886da yine Calwe geri dönmüştür. Hesse
burada Calw Latin Okulunda 2. sınıfa
başlamıştır. Bu okuldaki başarısından sonra
Hesse 1891 yıllında evangelik ve teolojik seminere Maulbronnda
katılmıştır. Öğrenci olarak İsviçre vatandaşlık
hakkından vazgeçmek durumunda kalmıştır ve 1890
Kasımında babası onun Würrtemberg vatandaşlığı
hakkını elde etmesi için başvurmuştur. 1892 Mart
ayında isyankâr karakteri ortaya çıkmış ve bu seminerden
kaçmış, ama 1 gün sonra yakalanmıştır.
Çeşitli kurumlar ve okullar arasındaki macera yolculuğunun
başlamasıyla, anne ve babasıyla şiddetli
tartışmalar içerisine girmiştir. Hermann Hesse kötü bir dönem
geçirmiş ve 20 Mart 1892 tarihli mektubunda da intihar düşüncesini
dile getirmiştir. İntihar girişiminde bulunduktan sonra,
Christoph Friedrich Blumhardt kontrolünde bulundurmak üzere Mayıs 1892ta
Bad Boll isimli enstitüye yatırılmıştır.Carl Jungun
öğrencisi Langın tedavi ettiği Hessenin ruhbilime ve Junga
duyduğu ilgi bu durum sonrasında körüklenerek iç dünyasının
zenginleşmesine neden olmuştur. Hesse on beş yaşında
bir gençken, davranışları sebebiyle anne ve babası
tarafından Stuttgart yakınlarındaki Remstal Stettende sinir
hastalıkları hastanesine getirilmiş, burada bahçede
çalışmış ve zihinsel engelli çocukların eğitimi
konusunda yardımcı olmuştur. Burada buluğ çağına
girmesiyle beraber, ailesinin kendisini pek anlamadığı duygusu
ve yalnızlığıyla, 14 Eylül 1892 tarihinde babasına
bilindik ve suçlayıcı bir mektup yazmıştır, ona
yazmış olduğu mektupta öncekinin aksine artık kendisinin,
oldukça açık yüreklikle kendini ifade ettiği ve bundan böyle daha
mesafeli duracağı söz konusuydu. Dipnot olarak da şunu
eklemiştir: "Bu olayda artık kimin aklının eksik
olduğu konusunda endişelenmeye başladım". Anne
babasını ve dünyayı geride bırakıp gitmek için
Tanrıya yalvarıyordu ve ailesinin tutucu dini gelenekleri
arkasında sadece ikiyüzlülüğü görmüştür.
1892 yılının sonunda eğitimine devam etmek üzere
Cannstatttaki liseye başvurmuştur. 1893 yılında
girmiş olduğu sınavı geçmesine rağmen, okula devam
etmemiştir.
Deneyimleri (1894 1895)
Eğitim sistemindeki kısıtlamalar ve misyoner
babasının dinsel baskıları Hesseyi çok rahatsız
ediyordu. Bu yüzden kendi yolunu bulmak için uzun süre mücadele etmek zorunda
kalan Hesse, bir kitapçıda çalışmaya başladı. Neckar
Esslingen şehrinde üç gün süren kısa kitapçılık
işinden sonra, Hesse 1894 yılının yaz başlarında
Calw şehrindeki saat kulesi fabrikasında 14 ay kadar makinist
çıraklığına başlamıştır. Lehim yapan
Hermann Hesse, işin mekanik yapısından bunalmış
ruhunda çıkış noktaları aradığı bir dönemde
edebiyata ve entelektüel bir tartışmaya yönelmiştir.1895
yılının ekim ayında Tübingende yeni bir kitapçıda
ciddi olarak çalışmaya başlamıştır. Daha sonra
gençlik döneminde yaşadığı deneyimlerini "Çarklar
Arasında" isimli romanında işlemiştir.
Yazışmaları (19461962) [
İkinci Dünya Savaşından sonra Hessenin üretkenliği
yeniden başladı: Anlatılar ve şiirler yazmış, ama
roman yazmamıştır. Uğraşısının
ağırlıklı noktası gittikçe daha kapsamlı olan
yazışmalarının üzerinde toplandı. Aralıksız
gelen mektuplardan günlük yararlanması, Montagnoladaki "bilge
yaşlıdan" finansal destek, yaşama yardımı ve
yönlendirme uman Alman okuyucuların yeni bir neslinde yeniden canlanan
ününü yaşaması için bir fırsattı. Oğulları Bruno
ve Heiner Hessenin ve Offenbachtaki Hesse Basım Arşivlerinin
araştırmasına göre Hesse 35.000 civarında mektup aldı.
Kendi isteği doğrultusunda sekretersiz
çalıştığı için mektupların büyük bir
kısmını kendisi bizzat cevapladı: Cevap verdiği
mektuplardan 17 000 tanesine ulaşıldı. Belirgin biçimde bireyci
olarak bu yaptığını ahlaki yükümlülük olarak gördü. Bunun
yanı sıra aynı taleplere, konu oluşturmalara, kendi
bulunduğu duruma, günün akışında herkesin ilgisini çeken
olay ve gözlemlere dair Genelge olarak gönderdiği daha uzun izlenimlerinin
bir çalışmasını bitirdi.
Ölümü (1962)
Uzun zamandır kan kanseri olduğunu bilmeyen Hermann Hesse 9
Ağustos 1962de beyin sektesinin sebep olduğu uykusundayken öldü ve
iki gün sonra arkadaşı Hugo Ballın yatmakta olduğu
Montagnola yakınlarında yer alan Gentilinoda SantAbbondio
mezarlığında ailesi ve arkadaşları eşliğinde
toprağa verildi. Ball, Hessenin yazar ve edebiyat sanatçısı
olarak edebi özendirmelerinde ve doğruluğunda en iç ruhsal duygu
alanına kadar anlaştığını hissettiği nadir
yol arkadaşlarından birisiydi.
Edebi önemi
Hessenin ilk eserleri 19 yüzyıl geleneği
doğrultusundadır: Şiiri Romantizm akımının etkisi
altındadır aynı şekilde "Der Grüne Heinrich"in
yazarı Gottfried Kellerin sonrasında gelişim romanı olarak
bilinen türde yazdığı "Peter Camenzind" kitabının
dili ve üslubu da Romantizm akımının
yansımalarını gösterir.
Hesse, içerik olarak Yaşam Reformlarının ve Gençlik
Hareketlerinin bir yönelimini benimsediği, büyüyen sanayileşme ve
şehirleşmeye karşı hareketlerin içinde bulunmuştur.
Özellikle Gusto Gräserın yaşadığı civardaki Monte
Verita onun için sembol olmuştur. Biçimdeki ve içerikteki yeni romantikçi
bu tutumdan Hesse daha sonraları vazgeçmiştir. Şehir ve
kırsalın karşılaştırılması ve
kadın erkek zıtlığında kendini gösteren "Peter
Camenzind"in tezatlı yapısı buna karşılık
Hessenin sonraki önemli eserlerinde de (örneğin "Demian" ve
"Bozkırkurdu" eserlerinde) hala görünmektedir.
Psikolog Carl Gustav Jungun prototip öğretisiyle
tanışıklığı, hatta Jungun psikoloji
çalışmalarına olan bu ilginin Hessenin eserleri üzerinde somut
etkisi olduğu, ilk olarak "Demian" romanında kendini
gösterir. Kendi kendini keşfetme ve ruhsal evrende gizemli olanın
ardında öz kimliği yaratma çabaları ile Jung Psikolojisine
doğrudan bağlantılar, Hessenin arkadaşı Gusto
Gräserin de işaret ettiği bir durumdur. Genç bir insana kendine
giden yolu açan eski arkadaşı ya da ustası, kitabın merkezi
konusu halindedir. Bu sebepten dolayı sayısız "Hesse
nesli" kendilerine en sevdikleri yazarı seçtiler ve hala da
seçmektedir. Gelişim romanı geleneği Demianda hala
görülebilmektedir. Fakat bu eserinde (hatta Bozkırkurdunda da) tutum
gerçek düzeyde değil de, bir iç "ruhlar kırsalında"
gerçekleşmektedir.
Hessenin eserlerindeki başlıca diğer bir yaklaşım her
şeyden önce (ama sadece) Siddharta romanında bulunan
spiritüalizmdir. Hint bilgelik öğretileri, Gusto Gräserin ona
tanıttığı Taoizm ve Hıristiyan mistiği onun arka
alanını oluşturmuştur. Birey üzerine bilgeliğe giden
yolu açan ana eğilim paralelleri daha çok Theravada Budizminde bulunsa da
Asya öğretisine hitap etmeyen tipik batı
yaklaşımıdır. Bazı eleştirmenler, Hesseye, kendi
kişisel dünya görüşünü ve ruhsal durumunu aktarmada edebiyatı
kullandığına yönelik bir karşı argüman öne
sürmüşlerdir. Bu eleştiri ters çevirtilip eleştirmenlerin, onun
edebiyatına değil, dünya görüşüne karşı
çıktıkları söylenebilmektedir.
Hessenin tüm eserleri güçlü bir otobiyografik bileşimi
barındırır. Bu bileşim özellikle "Demian"da,
"Doğuya Yolcluk"ta, hatta "Klein und Wagner" eserinde
ve "yaşam krizi romanı" için doğru bir örnek olan
"Bozkırkurdu"nda açıkça bellidir. Sonraki eserinde bu
bileşimler daha açık bir şekilde ortaya
çıkmıştır. Hesse birbirine bağlantılı
romanlar olan "Doğuya Yolculuk" ve "Boncuk Oyunu"nda
ana konusunu çok değişik varyasyonlarda kuvvetlendirmiştir: Bir
genç ve onun eski arkadaşı ya da ustası. Ortaya
çıkış tarihinin arka alanından, 20. yüzyılın en
berbat yıllarında önce Hesse "Boncuk Oyunu"nda insanlığın
ve ruhun ütopyasını işaret etmiştir, bunun yanı
sıra Hesse tekrar bir klasik gelişim romanı
yazmıştır. Her iki unsur diyalektik bir etkileşimde
teraziye tutunmaktadır.
Hesse hayatı boyunca o zamanda bilgi aktarma, teşvik ve
yapıcı eleştiri alanlarında onunkiler gibisini aratan
kalite ölçütleriyle 60 farklı gazete ve dergi için yazdığı
yaklaşık 3000 kitap eleştirisi
hazırlamıştır. Thomas Mann gibi, Hesse de Goethenin
çalışmalarıyla yoğun bir şekilde
uğraşmıştır.
Hessenin kitaplarının eleştirileri o zamana dek tanınmayan
yazarların kitaplarından Asya kültür çevrelerindeki felsefi
çalışmalara kadar uzanmıştır. Bu çalışmalar
bugün dahi varlığını sürdürmekte; özellikle 1970li
yıllarda batının da edebiyat, felsefe ve düşünce ortak
mirası olmadan önce Hesse tarafından keşfedilmiş ve gerekli
çalışmaları yapılıp kullanılır duruma
getirilmiştir.